SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEZALİM

<< 1085 >>

باب: قصاص المظالم.

1-  ZULME KARŞI KISAS

 

وقول الله تعالى: {ولا تحسبن الله غافلا عما يعمل الظالمون إنما يؤخرهم ليوم تشخص فيه الأبصار. مهطعين مقنعي رؤوسهم}: رافعي، المقنع والمقمح واحد. وقال مجاهد: {مهطعين} مديمي النظر، ويقال: مسرعين. {لا يرتد إليهم طرفهم وأفئدتهم هواء}. يعني جوفا لا عقول لهم. {وأنذر الناس يوم يأتيهم العذاب فيقول الذين ظلموا ربنا أخرنا إلى أجل قريب نجب دعوتك ونتبع الرسل أو لم تكونوا أقسمتم من قبل ما لكم من زوال. وسكنتم في مساكن الذين ظلموا أنفسهم وتبين لكم كيف فعلنا بهم وضربنا لكم الأمثال. وقد مكروا مكرهم وعند الله مكرهم وإن كان مكرهم لتزول منه الجبال. فلا تحسبن الله مخلف وعده رسله إن الله عزيز ذو انتقام} /إبراهيم: 42 - 47/.

Mücahid şöyle demiştir: مهطعين Mühtune [İbrahim, 43] "bakışlarını devam ettirenler" anlamına gelir. Bu kelime "hızlıca hareket edenler" şeklinde de izah edilmiştir. Kendilerine bile dönüp bakmazlar" [İbrahim 43 ] ifadesi ise onların boş ve akılsız oldukları" anlamına gelir.  "Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin: "Ey Rabbimiz yakın bir zamana kadar bize süre ver de senin davetine uyalım" diyecekleri gün hakkında insanları uyar. Onlara denilir ki: "Daha önce sizin için bir zeval (yokluk) olmadığına yemin etmemiş miydiniz?" Sizden önce kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz. Onlara nasıl muamele ettiğimiz size apaçık belli oldu ve size misaller de verdik. Hilelerinin cezası Allah katında (malum) iken, onlar tuzaklarını kurmuşlardı. Onların tuzaklarının cezası Allah katındadır. Halbuki onların hile ve tuzakları dağları yerinden oynatacak değildi. O halde sakın Allah'ın Nebilerine verdiği sözden cayacağını sanma. Çünkü Allah mutlak üstündür. Kimsenin yaptığını yanına bırakmaz İntikam alıcıdır."[İbrahim, 44-47]

 

حدثنا إسحاق بن إبراهيم: أخبرنا معاذ بن هشام: حدثني أبي، عن قتادة، عن أبي المتوكل الناجي، عن أبي سعيد الخدري رضي الله عنه،

 عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: إذا خلص المؤمنون من النار حبسوا بقنطرة بين الجنة والنار، فيتقاصون مظالم كانت بينهم في الدنيا حتى إذا نقوا وهذبوا، أذن لهم بدخول الجنة، فوالذي نفس محمد صلى الله عليه وسلم بيده، لأحدهم بمسكنه في الجنة أدل بمنزله كان في الدنيا).وقال يونس بن محمد: حدثنا شيبان، عن قتادة: حدثنا أبو المتوكل.

 

[-2440-] Ebu Said el-Hudri r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "İnananlar cehennemden kurtulunca cennetle cehennem arasındaki bir köprüde bekletilirler ve dünyada iken birbirine yapmış oldukları haksızlıkları ödeşirler. İyice temizlenip birbirinin hakkından arındırılınca cennete girmelerine izin verilir. Muhammed'in canı elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizin cennette kalacağınız yer dünyadaki konumunuzun en iyi göstergesidir. "

 

Tekrar: 6535

 

AÇIKLAMA:     Bu konu, kıyamet gününde haksızlıkların ödeşmesi ile ilgilidir.  Hadiste sözü edilen köprü, sırat köprüsünün cennet tarafındaki ucu olabileceği gibi, sıratla cennet arasındaki başka bir köprü de olabilir.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellenm)’in "ödeşirler" ifadesinden maksat, aralarındaki haksızlıkların araştırılması ve kişinin yaptığı haksızlıklarla gördüğü haksızlıkların (birinden alınıp diğerine verilmek suretiyle) dengelenmesidir.

 

"Rikak" bölümünde bu hadis üzerinde tekrar duracağız. (6535. hadis’te)